Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2021/6789 E. , 2021/7787 K.
-Yargıtay Bozma Kararından Sonra Mahkemenin Kendiliğinden Tarafları Duruşmaya Davet Edip Dinlemesi Ve Sonrasında Yargıtayın Bozma Kararına Uyulup Uyulmayacağına Karar Vermesi Gereklidir.
MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİM
Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, Yerel Mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi …’ın raporu okundu gereği görüşülüp düşünüldü;
Dava, tapu kaydına yanlış yazılan kimlik bilgilerinin düzeltilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı, çekişme konusu … parsel sayılı taşınmazın paydaşlarından … ve …’un isimlerinin tapuda sehven … ve … olarak yazıldığını ileri sürerek, tapu kayıtlarının nüfus kayıtlarına uygun şekilde düzeltilmesini … 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/474 Esas sayılı dosyasında verilen yetki gereğince talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, idareye başvuru ön şartının gerçekleşmediği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, verilen kararın temyizi üzerine Dairece “… davacının iddiaları doğrultusunda deliller toplanıp gerekli araştırma ve inceleme yapılarak, hasıl olacak sonuca göre işin esasına ilişkin bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir…” gerekçesiyle, bozulmuş, yapılan yargılama neticesinde 12.02.2019 tarihli celse taraflarca takip edilmediği gerekçesiyle dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiş, 14.05.2019 tarihinde de yasal süre içerisinde yenilenmediği gerekçesiyle, davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki, 6100 sayılı Yasa’nın geçici 3. maddesi yollamasıyla eldeki davada uygulanması gereken 1086 Sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429/2. maddesi ile; bozmadan sonra mahkemenin temyiz edenden peşin almış olduğu gideri kullanmak suretiyle, kendiliğinden tarafları duruşmaya davet edip dinledikten sonra Yargıtayın bozma kararına uyulup uyulmayacağına karar vereceği açıkça hüküm altına alınmıştır. Yasa koyucu 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373/3. maddesi ile de aynı ilkeleri korumuştur.
Somut olaya gelince, bozma kararının taraflara tebliğ edilmeden 12.02.2021 celsesinde davacı vekilinin katılmaması üzerine davalının da talebiyle dosyanın işlemden kaldırıldığı, 14.05.2019 tarihinde ise yasal süre içerisinde yenilenmediği gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Yukarıda yer verilen HUMK’un 429/2. maddesinin amir hükmü uyarınca, taraflar dinlendikten sonra bozma ilamına uyulup uyulmayacağı konusunda bir karar verilebilecektir.
Hal böyle olunca, taraflara usulüne uygun tebliğ çıkarılarak , 1086 sayılı HUMK’un 429/2. maddesi uyarınca tarafların bozma ilamına karşı beyanları alındıktan sonra bir karar verilmesi gerekirken anılan yasal düzenleme dikkate alınmadan davacı tarafın hukuki dinlenilme hakkı ihlal edilerek, bir başka ifade ile savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle sonuca gidilmiş olması doğru değildir.
Davacı vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasa’nın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 13/12/2021 tarihinde kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.