-Tanımanın İptali Davası – Hak Düşürücü Süre – Öğrenme
-Bir Çocuğun Kendisinden Olmadığı Yönündeki Şüphe Tanımanın İptali Davasında Hak Düşürücü Sürenin Başlangıcı Olan Öğrenme Açısından Yeterli Kabul Edilemez.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2021/9667 E. , 2021/10069 K.
MAHKEMESİ : … Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : Tanımanın İptali
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, Türk Medeni Kanunu’nun 297. ve devamı maddelerinde düzenlenen tanımanın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece; davacının davalı …’u, 20/01/2000 yılında noter resmi senediyle tanıdığı, tanımanın iptaline ilişkin işbu davayı 11/05/2018 tarihi itibariyle açtığı, TMK’nın 300 maddesinin; “Tanıyanın dava hakkı, iptal sebebinin öğrenildiği veya korkunun etkisinin ortadan kalktığı tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde tanımanın üzerinden beş yıl geçmekle düşer.” hükmünü amir olduğu, belirtilen sürenin dava tarihi itibariyle geçmiş olduğu, davacının kanunla düzenlenen sürelerin geçmesini haklı kılacak bir sebep de belirtmediğinden TMK’nın 300. maddesinin son fıkrasında belirtilen 1 aylık süreye de dayanamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
4721 sayılı TMK’nın 300. maddesi; “Tanıyanın dava hakkı, iptal sebebinin öğrenildiği veya korkunun etkisinin ortadan kalktığı tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde tanımanın üzerinden beş yıl geçmekle düşer. İlgililerin dava hakkı, davacının tanımayı ve tanıyanın çocuğun babası olamayacağını öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde tanımanın üzerinden beş yıl geçmekle düşer. Çocuğun dava hakkı, ergin olmasından başlayarak bir yıl geçmekle düşer. Yukarıdaki süreler geçtiği hâlde gecikmeyi haklı kılan sebep varsa, sebebin ortadan kalkmasından başlayarak bir ay içinde dava açılabilir.” hükmünü içermektedir.
Tanımanın iptali davasında, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı hususunda ve davanın temellendirilmesinde belirleyici olan “öğrenmenin”, ne zaman gerçekleştiği noktasında şüphenin öğrenme açısından yeterli olup olmadığı üzerinde durulmalıdır. Yerleşik Yargıtay uygulamalarında, yargılama dışında elde edilmiş babalık raporlarına özellikle hak düşürücü süre niteliğindeki dava açma süresinin öğrenme tarihinden itibaren başlaması bakımından dikkate alındığı görülmekte, yani öğrenmenin yargılama dışı babalık testi ile gerçekleşmesi anında hak düşürücü sürenin başlayacağı kabul edilmektedir. Dolayısıyla bir çocuğun kendisinden olmadığı yönündeki şüphe öğrenme açısından yeterli kabul edilemeyecektir.
Davacı, dava dilekçesinde tanıma yoluyla nüfusuna kaydettirdiği Yağmur’un babasının kendisinin olmayabileceği konusunda bazı duyumlar aldığını ileri sürmüş ve bu duyumları ne zaman aldığı konusunda bir açıklama yapmamıştır. O halde mahkemece işin esasına girilerek hüküm kurulması gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda gösterilen sebeple bölge adliye mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, temyiz peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oy birliğiyle karar verildi. 27.12.2021
Ayrıntılı bilgi için Kayseri Boşanma Avukatı, Ağır Ceza Avukatı, İcra Avukatı, Miras Hukuku, Aile Hukuku, Ceza Hukuku, Taşınmaz Hukuku, İdare Hukuku Avukatı alanında uzman avukatlarımızın bulunduğu Güneş Hukuk ve Danışmanlık Avukatlık Ofisine ulaşabilirsiniz…