23. Hukuk Dairesi 2014/10384 E. , 2015/8391 K.
Davacı vekili, müvekkili şirket tarafından Alanya ilçesi arıza onarım ve bakım işi ile ilgili davalı … ile 26.10.2007 tarihinde sözleşme imzalandığını, davalının sözleşmeyi gereği gibi ifa etmemesi üzerine sözleşmenin 03.11.2008 tarihinde feshedildiğini, yönetim kurulu kararı ile kurulan komisyon tarafından hazırlanan raporda kurum zararının 248.020,47 TL olduğunun tespit edildiğini, davalılar … ‘nin müvekkilinin zararından sorumluluğunun TMK’nın 2. maddesi kapsamında dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılması yasağı çerçevesinde ve ticari şirketlerde tüzel kişilik perdesinin kaldırılması ilkesine dayandığını, davalı iki şirketin görünürde iki ayrı tüzel kişilik olsa da adreslerinin, merkezlerinin ve faaliyet konularının aynı olduğu gibi iki şirket arasında ekonomik ve yönetim açısından da birlikteliğin söz konusu olduğu, tek bir kişiliğin şirket tüzel kişiliğinin perdelenmesi yolu ile korunduğunu, bu nedenle şirketin zararından tüm davalıların sorumlu olduğunu, bedelin tahsili için davalılar aleyhine … İcra Müdürlüğü’nün 2009/13440 esas sayılı dosyasından takip başlatıldığını, takibin davalıların itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek, şirket zararının tahsili için … İcra Müdürlüğü’nün 2009/13440 esas sayılı dosyasında başlatılan takibe davalılar tarafından yapılan itirazın iptali ile davalılar aleyhine %40’dan az olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davacı tarafça yapılan fesih işlemi haksız olmasına rağmen müvekkilinin kesin teminat mektubunun paraya çevrildiğini, hesaplanan zararın müvekkillerinin imzası olmayan belgelere dayanarak bulunduğunu, davacı şirketin ileri sürdüğü zararın gerçeğe aykırı olduğunu, davacının ileri sürdüğü bağlantının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; sözleşme nedeniyle düzenlenen hak edişlerdeki kesinti ve mahsuplar nedeniyle bilirkişi kurulunun ayrıntılı ve davacı şirket nezdinde tutulan dosya içeriği ile denetlenen raporu ile tespit edilen ve sözleşmenin belirtilen hükmüne uygun olduğu anlaşılan davacı zararının 248.020,47 TL olduğu, davacı şirketin davalı şirketten aldığı 83.952,00 TL tutarındaki kesin teminatı 14.11.2008 tarihinde gelir kaydetmesi nedeniyle davacı zararından bu miktarın indirilmesi ile takip tarihinde davacının isteyebileceği tazminat tutarının 165.068,47 TL olduğu, davalı şirketlerin ortaklık yapıları ve davalı .. ..’ın her iki davalı şirketin de hakim ortağı olduğu birlikte değerlendirildiğinde TMK’nın 2. maddesi uyarınca dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılması yasağı kapsamında tüzel kişilik perdesinin kaldırılarak davalı her iki şirketin de davacı zararından sorumlu olması gerektiği gerekçesiyle, davalı şirketler yönünden açılan davanın kısmen kabulü ile takibin 165.068,47 TL asıl alacak üzerinden bu alacağa takipten itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına, davalı …’ın her iki şirketin de ortağı olması dışında sözleşmede kendi adına sorumluluğunun sonucunu doğuracak imzasının ve hükmün bulunmadığı gerekçesiyle, davalı … hakkında açılan davanın sıfat yokluğu nedeniyle reddine, davacının icra inkâr tazminatı talebinin davacı alacağının ispatının gerektiği ve likit olmadığı, davalının kötüniyet tazminatı talebinin de davacının takipte kötüniyetli olmaması nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili ve davalılar … yönünden davalılar vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen temyiz sebeplerine göre, taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, taraf vekillerinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harçlarının temyiz edenlerden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23.12.2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.