-Mal Rejiminin Tasfiyesi Davasında Zamanaşımı Süresi 10 Yıldır.
-Mal Rejiminin Tasfiyesi Davası Boşanma Kararının Kesinleştiği Tarihten İtibaren 10 Yıllık Zamanaşımı Süresi İçerisinde Açılabilir.
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2021/1523 E. , 2021/4145 K.
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı Payı, Katılma Ve Eşya Alacağı
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş olup, hükmün davacı-karşı davalı vekili ve davalı-karşı davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı/birleşen dosyada davalı … vekili, dava dilekçesinde sayılan mallar nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 10.000,00 TL alacağın yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 05.11.2019 tarihli dilekçesiyle talep miktarını toplam 97.214,28 TL’ye yükseltmiş, ev eşyalarına ilişkin birleşen davanın reddini savunmuştur.
Davalı/birleşen dosyada davacı … vekili, asıl davanın yersiz açıldığını ileri sürerek, davanın reddine karar verilmesini savunmuş, birleşen dosyada verdiği dava dilekçesinde, cins ve miktarı yazılı ev eşyalarının tasfiyesine karar verilmesini istemiş, 14.04.2010 tarihli dilekçesiyle talep miktarını toplam 7.000,00 TL’ye yükseltmiştir.
Mahkemece 28.03.2013 tarihli kararla, davacı … tarafından açılan katkı payı ve katılma alacağı davasının reddine, davacının ziynet eşyasının iadesine yönelik olarak açılmış bir davası bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, birleşen dava yönünden, davacı …’ın eşya iadesi davasının kısmen kabulüne, 250,00 TL değerinde … marka 1 adet bulaşık makinesi, 750,00 TL değerinde 1 adet yatak odası takımının mevcutsa aynen iadesine, değilse bedelinin dava tarihinden geçerli yasal faiziyle davalı …’dan alınmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, bilirkişi raporunda cins ve miktarı yazılı ev eşyalarının TMK’nin 222/2. maddesi uyarınca tarafların paylı mülkiyetinde olduğunun tespitine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı/birleşen dosyada davalı … vekili tarafından temyiz edilmiştir. Yerel Mahkemenin kararı, Dairenin 14.01.2015 tarihli ve 2013/23659 Esas, 2015/587 Karar sayılı ilamıyla, ziynet eşyaları ile şirkete yapılan katkı nedeniyle katkı payı alacağına ve şirket gelirlerinden kaynaklanan katılma alacağına ilişkin yeterli araştırma ve inceleme yapılmadan karar verildiği gerekçesiyle bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda 09.01.2020 tarihli kararla, davacının ziynetlerle şirkete yapılan katkı nedeniyle 1.500,00 TL katkı payı alacağının, şirket gelirlerinden kaynaklanan 8.500,00 katılma alacağının tahsiline, fazlaya ilişkin taleplerin zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı/birleşen dosyada davalı … vekili ve davalı/birleşen dosyada davacı … vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve uyulan bozma ilâmında açıklandığı üzere işlem yapılıp sonucu dairesinde hüküm tesis edildiğine göre, davacı/birleşen dosyada davalı … vekili ve davalı/birleşen dosyada davacı … vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davacı/birleşen dosyada davalı … vekilinin zamanaşımına yönelik temyiz itirazlarının incelemesine gelince;
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nda mal rejiminin tasfiyesi davaları için herhangi bir zamanaşımı süresi düzenlemesi getirilmemiştir. Bu gibi durumlarda TMK’nin 5. maddesi yollamasıyla 6098 sayılı TBK uygulanmalıdır. Zira; TBK’nin 646. maddesine göre Borçlar Kanunu, Medeni Kanun’un tamamlayıcısı olarak kabul edilmiştir. Buna göre, TBK’nin 146. maddesinde yer alan 10 yıllık zamanaşımı süresi mal rejiminin tasfiyesi davalarında da uygulanmalıdır.
Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun (17.04.2013 tarihli ve 2013/8-375 Esas, 2013/520 Karar sayılı kararı) ve Dairemizin uygulaması da bu yöndedir. Her ne kadar, Dairemiz önceki uygulamalarında, edinilmiş mallara katılma rejiminin boşanmayla sona ermesi durumunda, TMK’nin 178. maddesindeki 1 yıllık zamanaşımı süresini kabul etmiş ise de; Yargıtay HGK’nin yukarıda açıklanan içtihadı doğrultusunda görüş değişikliğine gidilmiştir.
TBK’nin 149/1. maddesine göre, zamanaşımı, alacağın muaccel olmasıyla işlemeye başlar. Aynı Kanun’un 153/3. maddesine göre de, evlilik devam ettiği sürece, eşlerin diğerinden olan alacakları için zamanaşımı işlemeye başlamaz, başlamışsa da durur.
Somut olayda, taraflar, 20.06.1990 tarihinde evlenmiş, 09.01.2008 yılında açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, 21.09.2011 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. İş bu temyize konu asıl dava 09.01.2008 tarihinde açılmış, davacı/birleşen dosyada davalı … vekili 05.11.2019 tarihli dilekçeyle talep miktarını artırmıştır.
Mahkemece, boşanma dava tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı dolduğu gerekçesiyle artırılan talep miktarı yönünden davanın reddine karar verilmişse de, mahkemenin gerekçesine katılma olanağı yoktur. Şöyle ki, TBK’nin 153/3. maddesine göre eşler arasındaki alacaklara karşı evlilik devam ettiği sürece zamanaşımı işlemeyeceğinden, yani zamanaşımı durduğundan, taraflar arasındaki boşanma davasınını kesinleştiği tarih olan 21.09.2011 tarihinde itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresi işlemeye başlayacağından zamanaşımı 21.09.2021 tarihinde dolacaktır. O halde, Mahkemece artırılan talep miktarı yönünden de zamanaşımı dolmadığı göz önünde bulundurularak karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Davacı/birleşen dosyada davalı … vekilinin temyiz itirazları yukarıda 2. bentte gösterilen sebeplerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davacı/birleşen dosyada davalı … vekili ve davalı/birleşen dosyada davacı … vekilinin diğer temyiz itirazlarının yukarıda 1. bentte gösterilen sebeplerle reddine, davacı/birleşen dosyada davalı … vekili ve davalı/birleşen dosyada davacı … vekilinin yargılama giderlerine yönelik temyiz itirazlarının da bozma nedenine göre şimdilik incelenmesine yer olmadığına, HUMK’un 440/I. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine, 20.05.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Ayrıntılı bilgi için Kayseri Boşanma Avukatı, Ağır Ceza Avukatı, Miras Hukuku, Aile Hukuku, Ceza Hukuku, Taşınmaz Hukuku Avukatı alanında uzman avukatlarımızın bulunduğu Güneş Hukuk ve Danışmanlık Avukatlık Ofisine ulaşabilirsiniz…